Lütfen aramızda kalsın!




Almanya’da yapılan araştırmalar, göçmenler arasında en çok Türklerin uyumsuz veya “uyum istemeyen” toplum olduğu tezi üzerinde ısrar edip duruyor. Avrupa’da yaşayan biz Türk kökenliler de bunun yanlış bir tez olduğunu ispat edebilmek için çenemizin var gücüyle konuşuyoruz. Kol kırılır, yen içinde kalır demişler, lütfen aşağıda anlatacaklarım aramızda kalsın.


Alt kat komşum Rus kökenli bir çift ve 6 yıl önce Kazakistan’dan Almanya’ya göç ettiler. Bir de dünya tatlısı kızları var. Onları tanıdığımda kızları 10 aylıktı, şimdi ise okula başladı. O zamanlar biri 24, diğeri 22 yaşında olan bu çift gelir gelmez Almanca kurslarına yazıldı ve erkek olan kısa sürede üniversiteye başladı. Bayan biraz daha ağırdan aldı ve meslek öğrenmek, okumak yerine evde oturmayı tercih etti. Bir gün bayan komşum ağlayarak bana geldi ve eşinin kendisinden ayrılmak istediğini söyledi. Eşi demiş ki,  “Hayatım, buraya geleli 5 yıl oldu ve sen hala kendine bir yön çizmedin. Şunu bilmende yarar var: Seni çok seviyorum AMAAAAA ben evde oturan, televizyon başından kalkmayan ve kendini yetiştirmek istemeyen bir eş istemiyorum. Bir yıl içinde ya kendine bir meslek eğitimi yeri bul, ya da ayrılalım. Yoksa sana saygımla birlikte sevgim de biter diye korkuyorum”. “Eğitim sürecinde her türlü desteği sunmaya hazırım” demeyi de ihmal etmemiş.
Ağzım açık ve birazda kıskançlıkla dinledim bayanı. “Acaba?” dedim kendi kendime. “Bu kadın sevincinden mi ağlıyor böylesine güzel bir fırsat sunulduğu için?” Yok yok, hakikaten üzülmüş ve zoruna gitmiş adam böyle bir baskı!!! yaptığı için. 

Aradan bir yıl geçti
Dün devam ettiği sosyal pedagog okulundan geldiğinde bana uğradı çay içmeye ve “Eşimin bu davranışı sayesinde güzel bir mesleğe kavuştum. Şimdi kendime daha fazla güveniyor, kendimi çok daha fazla mutlu hissediyorum” diyor….

Başka bir örnek daha ben şahidim ha…
Türkiye’den evlenip gelen Türk bayan ne kadar yalvarıp yakarsa da Almanca kurslarına katılabilmek için eşini ikna edemiyor. Hâlbuki kurslar da ücretsiz. Adam “Nuh” diyor da “Peygamber” demiyor. Sadece “Ne işin var kurslarda? Otur evde işine bak. Alışverişe zaten birlikte gidiyoruz ruz ruz ruz ruz ruz”

Tabii bu iki örneği de genellemek olmaz. Her toplumda öylesi de var, böylesi de. Ama inanın şu yukarıda yazdığım iki örnekten toplumda azımsanamayacak kadar çok var.
Keşke bizde de yeterli eğitim bilinci olsa. Keşke erkeklerimiz “ne işin var Almanca kursunda? Otur evde yemeğini yap” demek yerine, “Eğitimli eş istiyorum. Kendini eğit, ben de sana destek olurum” dese.
Yok, olmaz. Kadınlarımız kendini yetiştirir de ayakları üzerinde dururlarsa maazallah bir daha sözümüzü dinlemezler. Kadının gözünü açtırmayacaksın, tepene çıkar. Zaten atalarımız ne demişler: “Kadının sırtından sopayı………eksik etmeyeceksin”.

Evet Almanya Türkleri “en uyumsuz” seçti. Çok ayıp. Kesinlikle yabancı düşmanlığı yapıyorlar ve hakkımızı yiyorlar! Bu arada bir türkü geldi aklıma
“Uykuda mısın, sevgili yârim uyan uyan….

Artık uyansak diyorum. Siz ne dersiniz?

Hamiş: Ya sayın erkek okuyucularım, aslında size de söz verdim, biz kadın milletinin size yaptığı haksızlıkları yazacağıma dair. Az kaldı, sabredin…

20.11.2010

Yorumlar