Gönül Gözü Kör Olanlar
Sevgili Okurlarım
Bu yazımda sizlere son İstanbul seyahatimde bir toplu taşıma
aracında yaşadığım olaydan bahsetmek istiyorum. Yaşadığım olay beni bir ‘insan’
olarak üzmenin yanı sıra büyük hayal kırıklığına da uğrattı. Olayı olduğu gibi
aktarıyorum:
Oğlum ve yeğenimle birlikte Ortaköy’e gitmek üzere Kabataş’tan
otobüse bindik. İstanbul trafiğini bilen bilir. Ben de o bilenlerden olsaydım
zaten Ortaköy’e gitmeye kalkmaz, yayan gidebileceğim yerleri seçerdim. Ama
artık geç de olsa öğrendim….
Hani ‘iğne atsan yere düşmez’ deyimi vardır ya, otobüs
öylesine doluydu işte. Oturacak yerlerin haricinde ayakta tutunacak yer bile
kalmamasına rağmen şoför, ‘Ortadakiler, arkaya ilerleyelim de yeni gelenlere
yer açalım’ şeklinde balık istifi bizi otobüse yerleştirmeye çalışıyor. Bu
arada otobüse binen 2 görme engelli gence ilişti gözüm. Ayakta bir yerlere
tutunmaya çalışıyorlar, koltuklarda oturanlar da yer vermemek için gözlerini bu
gençlerden kaçırıyor, onları görmezden geliyorlar. Yanlarına yaklaştım ve önce
tutunabilecekleri bir yer gösterdim. Sonra da otobüstekilere seslendim,
‘aranızda engelli olmayan birileri kalkıp iki gence yer verebilir mi?’ diye.
Ama kimse kafasını çevirip bana bakmadı bile. Sanki hepsi engelli…..
Görme engelli genç kız, ‘gerek yok abla, zaten yer verecek
olsalardı bizi gördüklerinde verirlerdi. Ben söyledikten sonra zaten pek de
kıymeti kalmaz, oturmam ki’ cümleleriyle duyarsızlığa olan kırgınlığını dile
getirdi. Derken ‘gümmm’ diye bir ses ve hepimiz bir yana savrulduk. Bir baktık
ki, bizim otobüs, yandan yola girmeye çalışan bir Mercedes’in ön kaportasını
götürmüş. Şoför sinirle indi ve diğer şoförle tartışmaya başladı. Tesadüfen
orada bulunan polisler tartışmayı izlemekle yetindiler, hiçbir şeye
karışmadılar. Neyse, otobüstekiler 15-20 dakika sonra sıcaktan bunalıp tepki
göstermeye başlayınca bizim şoför birkaç resim çekip tekrar yola çıktı. Ama
sinir küpü halinde tabi..
Allah’tan trafik yoğun da hızlı gidemiyoruz…. Derken ön
sırada oturan görme engelli başka bir bey seslendi. “Şoför Bey, falanca durağa
gelince söyleyebilir misiniz?” Şoför adama ne cevap verse beğenirsiniz:
“Hayır, hiçbir şey
söyleyemem, Allah Allah bir de tek tek sizinle mi uğraşacağım….
Hani otobüste duraklar anons edilse ya da öneki monitörde
yazılı olsa bir nebze anlayacağım. En azından birimiz görme engelli adama
ineceği yeri söyleyebileceğiz ama yok işte…
Görme engelli adam daha da ezik bir şekilde koltuğunda
büzüldü kaldı. Beş dakika geçmeden ineceği durağı kaçırma korkusuyla
koltuğundan kalkıp kapının önüne geçti ve oradaki yolculara durakları söylemesi
için ricada bulundu. Bu arada bir durağa geldik ve birkaç kişi indi. Bir kadın
inmeye çalışıyor ama otobüs o kadar dolu ki, kapıya ulaşamıyor… Bu arada kadın
kapıya ulaşamadan şoför kapıları kapattı ve tekrar yürüdü. Dilim kopsun, çenem
de durmuyor ki, bu kez ben seslendim, ‘şoför bey, durur musunuz? Bir yolcu
inemedi..’
Şoförün azarlama seansından nasibimi ben de aldım, “Ne lan
bu böyle, çay mı içiyorsunuz otobüste? Durakta niye inmediniz?”
Ondan sonra otobüste kimseden ses de çıkmadı zaten.
Sadece ayakta otobüsün penceresinden sarkmış, yoldan geçen
alımlı genç kızlara, turistlere laf atan gençlerin sohbetlerini dinliyoruz…
-Vay, anam benim, bunu analar doğurmuşsa beni kim doğurdu
lan?
-Hello bayan, I am çatır çatır Englisch….
Ha, pardon, bir ses daha çıktı… Otobüsün ön kapısı dolu
olduğu için orta kapıdan giren ve Akbil’ini ön tarafa uzatarak ödemeyi yapan
genç kızın panik dolu sesi…
-Biraz önce uzattığım dolu Akbil’imin yerine bana boş
Akbil’i vermişler. Öğrenciyim, lütfen geri verin dolu Akbilimi….
Otobüste çıt yok….
…..
Çok şükür Ortaköy’e yaklaştık ama ben daha fazla
dayanamayacağım galiba. Benim gibi düşünerek otobüsten inen ve Ortaköy’e kalan
mesafeyi yürüyerek gitmeye razı olan 2 kadının peşine takılıyorum…
Gönül gözümüz kör olmuş, insanlık ölmüş, ne yazık…..
17.09.2013 - HAMBURG
Yorumlar
Yorum Gönder