Dünyada iki çeşit insan var
41 yıllık yaşamımda öğrendiklerime kattığım yeni bir bilgiyi
paylaşmak istedim sizlerle değerli okurlar
Dünyada iki çeşit insan var:
1. Çalışan,
bir şeyler üretmeye çalışan, yorulan, gece olunca günün yorgunluğuyla, ama
topluma ve kendisine yararlı olan bir şeyler yapmış olmanın huzuruyla uykuya
dalanlar….
2. Sırf
tembellik içeren hayat felsefesi yüzünden oturduğu yerden bir yerlere varmaya
çalışırken, olan zamanını 1. kategoride olan insanlara iftira atmakla, açığını
aramakla geçiren, istediği sonuca ulaşamadığı için uykusuz gecelerle arkadaş
olanlar…
Yüzümüze gülen insanların aslında arkamızı dönünce
hakkımızda ne kadar farklı ve çirkin şeyler konuştuğunu öğrenmek ne kırıcı
değil mi? Kırıcı olan, hakkımızda duyduğumuz çirkin sözler değildir aslında.
Kırıldığımız nokta, güvendiğimiz, inandığımız, yüzümüze gülüp övgüler yağdıran
insanların gözümüzden ve gönlümüzden düşmesidir. Güvenmişizdir,
gülümsemişizdir, inanmış ve yanılmışızdır. Budur işte asıl canımızı acıtan.
Tabii en güzeli, bu kişilikte olan insanlarla muhatap olmadan gerekli mesafeyi
koyup gönül kapılarımızı kapatmaktır. Zira bu tür insanlarla tartışmak,
sorgulamak ne bize yakışır, ne de çözüm getirir.
Birinci kategoride olan insanlar daima ilerler. Çalışkandır,
yapacak işi vardır hep, zaten kötülük düşünmeye de zaman bulamaz işten güçten.
Vicdan defteri temizdir, zira kendisinden başka kimseyle uğraşmaz. Herkesle
güzel diyalog içindedir. Zaman zaman sömürüldüğünü bilir, dedikoduları da duyar
ama zamanı yoktur onlara cevap vermeye. Yapacak daha önemli işler vardır zira.
İkinci kategoride olanlara gelince…
Aslında en zavallılar onlardır hayatta. Zira “hiçbir şey”
olamadıkları için “bir şey” olabilenlerle uğraşır, onların üzerinden kimlik
kazanmaya çalışır. İçindeki kıskançlık hırsı, ihtiras, tembellik, bazen de kin
onu öyle yer bitirir ki, mutsuzdur genelde, hayattan zevk bile almaz, sadece
mutluluk oyunu oynar.
Şimdi bu yazımı okuduktan sonra kapatın gözlerinizi ve
düşünün bakalım. Siz hangi kategoride görüyorsunuz kendinizi? Bunu yaparken
kendinizle baş başa kalın ki, kendinize dürüst davranabilesiniz.
Allah hepimize birinci kategoride olmayı nasip etsin
NOT: Bu arada beni yakından takip eden bazı meraklı ve
dedikoducu okurlarımın dikkatini bir noktaya çekmek isterim. Bu sitede köşemde
yayınladığım ve altında “alıntıdır” yazmayan her köşe yazısı bizzat kendime
aittir. Aksini iddia edenin ispatını köşemde yayınlama sözü veriyorum.
04.06.2012 - HAMBURG
Yorumlar
Yorum Gönder